DOMATES SAÇLI KIZ (Sevim Ak)


1_ Kitabın ismi: Domates Saçlı Kız
2_Yazarı: Sevim AK
3_Çizer: Behiç AK
4_Yayınevi: Can Yayınları
5_Eser Hakkında: Çürük Yumurta Kenti'nin en gevezeleri kimlermiş, biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz hadi ben söyleyeyim: Günlerini kent meydanlarındaki sakız ağcında çan çan konuşarak geçiren iki kargaymış. Birinin adı Tiktak, ötekininki Tıkıtık'mış.Kent halkı bu iki karganın sinir bozucu konuşmalarından usanmış, çareyi, meydandan kilometrelerce uzağa taşınmakta bulmuş. Meydandaki dükkan sahipleri ise kolay kolay faka basacağa benzemiyorlarmış.Günlerden bir gün kasabaya bir turist topluluğu gelmiş. Yaşlı bir turist bu kargaları izlemeye karar vermiş. Tiktak'ın peşine düşmüş. Tiktak kimselere görünmeden, evlere, ofislere giriyor, oradan bir belge, bir mektup, bir günlük sayfası, bir reklam broşürü, bir magazin dergisi alıp kaçırıyormuş. Kaçırdıklarını sakız ağcının kavuğuna sıkıştırıyor, sonra iki karga buluşup bu yazılı belgeleri okuyup konuşuyorlarmış. Sevim Ak, bu romanında, işte bu belgelerden yola çıkarak Domates Saçlı Kız'ın öyküsünü, o her zamanki renkli anlatımıyla önümüze seriyor.
6_Türü: Öykü
7_Yaş grubu : 7+
8_ilk basım yılı : 2005

Eleştiren: Bilgin ADALI
Daha önce hiçbir kitabını okumamıştım Sevim Ak’ın. (Bu ayıp bana yeter. Bundan sonra bulabildiğim tüm kitaplarını okuyacağım. Ama bir özürüm var: Ben yeniyetme bir çocuk yazarı sayılırım. Üç yıldır ağırlıklı bir biçimde ilgileniyorum çocuk kitaplarıyla. Her şeyi okumaya kalkışırsam yazmaya zaman bulamam ki...) Sonunda, Domates Saçlı Kız’ı
okuyarak tanıştım onunla.
Kitap tanıtır ya da bir kitap üstüne eleştiri yazısı yazarken, övgülerden ya da yergilerden başka bir şey gelmiyorsa aklınıza, üç beş dakika ara vermelisiniz yazmaya. Çünkü, hiçbir kitap mükemmel değildir; öte yandan, ne kadar kötü olursa olsun, her kitapta iyi, güzel bir şeyler vardır.
Yazmayı bırakıp şakır şakır yağan yağmuru izledim pencereden birkaç dakika. Hemen Bambi geldi yanıma, koltuğumun altından başını uzatıp o da izledi yağmuru benimle birlikte. Mis gibi toprak kokusunu çektim içime ve yeniden döndüm bilgisayarımın başına. (Elbette Bambi de kıvrılıp yattı az öteme.)
İnanılmaz bir düş zenginliği var Sevim Ak’ın, inanılmaz kıvrak bir dili var. (En azından Domates Saçlı Kız’da böyle. Öteki kitaplarını okuduğumda yeniden ele alacağım bu konuyu.) Vasconcelos, Paulo Coelho ve benzeri yazarlar gibi, kahramanının gözüyle ışıl ışıl, bizim tanık olsak bile gizlerine ulaşamayacağımız bir evren yaratıyor. İnanılmaz derecede kıvrak ve renkli bir dille, okuyucusuna yaşatıyor bunu bir kaşık bal tadında.
Bebekliğinden beri, yetiştirme yurdunda büyüyen Güneş’in öyküsü kitapta anlatılan. Ama Tiktak ve Tıktık adlı iki de karga öyküde anlatılanlara durmadan çok ciddi (!) göndermeler yapan.
Dost canlısı, sevecen, çok da becerikli bir kızdır Güneş. Yurttaki arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle ilgili gözlemlerini, duygularını, özlemlerini izleriz onun kitabın ilk yarısında. Sonra annesi çıkagelir Güneş’in, alıp evine götürür onu.
Kalabalık yurt yaşamından sonra, girilen aile ortamında yaşanan çelişkiler, sıkıntılar gelir gündeme.
Sevgiler, sevinçler, sevgisizlikler, hüzünler ve sevgiyle sevincin zaferi üstüne kurulu inanılmaz güzellikte bir öykü.
Şöyle bir yorum yanlış mı olur bilemiyorum: Güzelliklerden zevk almayı bilen ama haksızlıklara da isyan edebilen çok çağdaş bir Polyanna öyküsü bu. Üstelik cıvıl cıvıl bir dille anlatılmış. Okurken, kapıp götürüveriyor insanı, mahalledeki arkadaşlıklarla, Ayşe ablalar, komşu Fatma teyzelerle buluşturuyor.
İki şeye takıldım kitapta: Onca yılın ardından kızıyla yeniden buluştuktan sonra, Güneş’e karşı biraz daha sıcak davranamaz mıydı anne? Bu tartışılabilir bir konu. Ama, kitabın sonunda, bitirmek için bir parça acele etmiş Sevim Ak. Bence, kitabın son bölümü bir parça daha geliştirilebilirmiş. Örneğin Güneş’in ninesi, gündeme gelmemiş bile. Dedesiyle ilişkileri ise, çok zengin öykülerin henüz başlangıcındayken, bitirilmiş kitap. Oysa, dedeyle kurulan ilişki, aile ortamında da beslenip okuyucuya aktarılacak yeni hoşluklar yaratılabilirdi.
Hani, “Tadı damağımda kaldı” derler ya, o tada doyamadan bitiverdi kitap.
Kitaptaki isimler bir soru işareti oluşturdu kafamda. Ay, Su, Erik, Sulak Anne... Bunlar pek sık rastlanan isimler değil çevremizde.
Bir de 7 yaş için ağır bir kitap gibi geldi bana. Ben olsam, yaş grubu olarak kitabın kapağına “7+” yerine, “9-99 yaş” yazardım. Çünkü, büyüklerin de keyif alarak okuyabileceği bir kitap Domates Saçlı Kız.
Metnin içinde, Sulak Anne’nin anlattığı iki masal var. Onlara özel olarak değinmek istiyorum: Sevim Ak, keşke bu masalları da içeren bir masal kitabı yazsa. Kitabın ikincil kahramanları olan sevimli kargalar Tıktık’la Tiktak’ın uzun bir masalını da eklese bu kitaba. (Biliyorum şimdi Tıktık’la Tiktak kızacaklar bana, onları “ikincil kahraman” diye nitelendirdiğim için ama gerçek bu. Domates saçlı kız kesinlikle birinci kahraman kitapta.)
Benim için bu, tanıtım değil, bir tanışma yazısı. Öteki kitaplarını da okuduktan sonra, uzun bir yazı yazmak isterim doğrusu Sevim Ak’ın çocuk edebiyatındaki yeri üstüne.
Aklına, diline, eline sağlık Sevim Ak.

3 yorum:

ben beyza biçer ben Abdülhak hamit ilköğretim okulunda okulyorum öğretmenim fikran büber biz sınıf halinde domates şaçlı kız adlı kitabi okuyoruz cuma günü bitircez bu arada MuTlU YıLlAr Sevim Ak:)

AYAN SEVİM AK VE BEHİÇ AK SİZ O KADAR GÜZEL ÖYKÜ YAZMIŞ SINIZ Kİ O KİTABIN İÇİNDBE KAYBOLDUM ŞU ANDA BİTİRDİM BAŞKA SERÜVENLERİ VARMI DOMATES SAÇLI KIZIN ,YÜFEN VAR DİYİN ÇÜNKÜ BU KİTABA BAYILDIM ÖYKÜNÜN BAŞLAGICI ÇÜRÜK YUMURTA KENTİNİN EN GEVEZELERİ KİMLERMİŞ BİLİYOR MUSUNUZ NEREDEN BİLECEK SİNİZ ...BELKİDE BU KENTİN ADINI ŞU ANDA DUYDUNUZBU KENTE İKİ KARGA YAŞARMIŞ.O KADAR GEVEZE OLDUKLARI İÇİN KENT HALKI ŞEHİR MERKEZİNDEN UZAKLAŞIP GİTMİŞLER İKİ KARGALARIN ADLARI TAKTK İLE TIKTIKMIŞ MEYDAN DAKİ DÜKANSAHİPLERİ HAKA BASÇAK İNSANLAR DEĞİLMİŞLER.ÖNCELERİ BU KARGALARI MEYDANI ELEGEÇİRMEK İSTEYEN İŞ ADAMLARININ KOPLOLORU ZANETMİŞLER VE ÖNLERİNE KAHKAHA MAKİNESİ KOYMUŞLAR BÖYLEBAŞLAR

güzel bir seruvendi ama fazla begenmedim neden derseniz ço karışık olmus kargalardan bahsetmişiniz ama kargaları uzun anlatıp olay yasatıp hikayeyi kısa yazabilirdiniz oyle daha hoş olurdu bence yenede teşekkürler ellerinize sağlık :)